Sosyal mecraların özü: interaktif iletişim

Bugün ilki olmak üzere, bir yazı dizisi başlatıyorum… İnteraktif iletişim. Uzun zamandan beri sosyal medya ile ilgili bir yandan güncel yayınları takip etmeye bir diğer taraftan da mecranın dinamiklerini analiz etmeye çalışıyorum.

Önce sosyal medyanın tanımını yapmak gerekirse, birçok kişinin üzerinde ittifak ettiği üzere; içeriğinin kullanıcılar tarafından oluşturulduğu, yayıldığı, yayınlandığı ve paylaşıldığı her tür platformun genel adıdır.

Çevrimiçi sosyal ağların atasına baktığımızda 1997 yılında kurulan Six Degrees adlı siteyi görürüz. Six Degrees’in getirdiği yenilik, flört sitelerinde bulunan üye profili özelliğini anlık mesajlaşma sistemlerinde yer alan arkadaş listesi özelliği ile birleştirmesiydi. Bununla ilk topluluk haritaları oluşmaya başladı.

Etkileşimin, tüketicinin ve topluluk oluşturmanın önemini özetleyen sosyal medyada olduğu gibi, daha önce hiçbir zaman internet bu kadar erişilebilir ve internet aracılığıyla katkıda bulunmak (teknik bilgi gerektirmeden de) yapılabilir olmamıştı. Bunun yanında dikkatimizi çeken bir başka husus da şu olmalı… İnternetin ilk yıllarından beri hiçbir teknolojiyi, hiçbir yeniliği insanlık sosyal medya kadar bağrına basmadı. İşin özüne indiğimizde ise karşımıza çok temel bir kavram çıkıyor… İNTERAKTİVİTE.

İnteraktivite yani interaktif iletişim, mesajların birbirleriyle ilişkili ve kullanıcının katılımına/müdahalesine fırsat verecek şekilde yapılandırılmasıdır. Diğer bir ifadeyle interaktif kavramı; etkileşimi, paylaşımı, eşit oranlarda karşılıklı iletişimi ifade eder. Kavramı daha iyi anlamak için isterseniz interaktif olmayan nedir sorusuna cevap vererek devam edelim. Bizi dinlemeyen, söz hakkı vermeyen, paylaşımcı olmayan tüm iletişim şekilleri interaktiviteden yoksun bir iletişim tarzıdır. Olaya pazarlama iletişimi gözlüğüyle bakarsak, bizi dinlemeyen TV reklamı, katılımcılıktan yoksun dergi ve gazete köşeleri, yolda herkese aynı ilgiyi-ilgisizliği gösteren billboard mesajları, sosyal medya araçlarında firmaların “kendin konuş, kendin dinle” ve “olumsuz görüşleri halının altına süpürme” tarzı olduğunu görürüz. Artık bir tık yok, karşılığında da birer tık geliyor hemen… interaktivite var. Tıkır tıkır paylaşıyoruz, tıkır tıkır yorumluyoruz."

Sosyal medya dönüyor, dönüşüyor ve dönüştürme gücünü kullanıcıların eline veriyor. Herkesin bu “rüzgârı” çok iyi analiz etmesi ve nerede, nasıl yer alacağına karar vermesi gerekiyor. Aksi takdirde, bu rüzgâr önüne gelen her şeyi silip süpürecek gibi gözüküyor. Bu sebeple, mecraların özünü iyi etüd etmek için interaktivitenin kullanıldığı bütün araçları açıklamaya çalışacağım.

Madem konumuz interaktivite, o zaman interaktif iletişime geçerek görüşlerinizi paylaşmanızı bekliyorum.

0 yorum: (+add yours?)

Yorum Gönder